Çocuklar yaratılışları gereği saksıda yetişecek canlılar değil. O muazzam enerjilerini bir yerlere akıtmak zorundalar. Eskiden olduğu gibi, arkadaşlarıyla yeterince sosyal ilişkide bulunamayan, hareket edemeyen, açık havada zaman geçiremeyen, apartmanlara sıkışmış çocuklarımızın en yakın arkadaşı bir anda sanal dünya oluverdi. Öyle ki, çocuklarda teknoloji bağımlılığı hızla artıyor ve 2-3 yaşlara kadar inmiş durumda. Giderek daha çok bireyselleşen, kabuğuna çekilen çocuklarımız, teknolojinin avucunda oyuncak olmaya başladılar. Çocuklar tıpkı aile yaşamlarının çekirdek aile içine kapanması gibi daracık alanlara sıkışmış, yalnızlaşmış, hareket etme ve oyun oynama gibi en doğal hakları ellerinden alınmış durumda.
Konuya mucizevi gelişim yıllarındaki çocuklarımız açısından yaklaştığımızda, elektronik oyunlar ve sanal dünya nedeniyle, ekran başında hareketsizlik artıyor, uyaran bombardımanına maruz kalınıyor, sağlıklı yüz yüze etkileşim yeterince yaşanamıyor, açık havada zaman geçirilemiyor. Bütün bunlar doğal öğrenmeyi ve gelişimi kısıtlayan faktörler. Bu ve benzeri durumlar, otizmden obeziteye, dikkat eksikliği ve hiperaktiviteden, postür bozukluğu ve skolyoza kadar birçok problemin toplum genelinde aşırı derecede artmasına neden oluyor. Bilim insanlarına göre, insanlık tarihi boyunca hiç olmadığı kadar, kaygı verici düzeyde yüksek oranlarda çocuk yaşta zihinsel, fiziksel, sosyal ve duygusal sorunlar ile karşı karşıyayız.
İnsanı insandan uzaklaştıran sanal iletişim birbirinden ayrı, uzak hayatlar yaratıyor. Çocuklar ve aileler birbirinden uzaklaştıkça eskiden kendiliğinden doğal olarak öğrenilen birçok şey artık öğrenilemez oldu. Kendilerini çok yalnız ve mengeneye sıkışmış gibi hissettiklerini söylüyor çocuklar.
Instagram Orijinal Yayın Linki: https://www.instagram.com/temakids/p/C27sulvNK9M/
Kaynak: "TEMA: Türk Eğitim Sisteminde Dönüşüm için ANAOKULU-İLKOKUL Odaklı Örnek Bir Model.