Hepimiz kendi çocukluğumuzdan biliriz; bayram kelimesi bize, ziyaret edilen evler de ya da kendi evimize gelen misafirlere ikram edilen bir sürü çikolata, şeker, lokum ve ev tatlılarını hatırlatır. Gittiğimiz evlerde annelerimiz bize uzaktan kaş, göz yapsa bile, ev sahibinin hoş görüsü ile şekerleri ceplerimize doldurmaya bayılırdık.
O zamanlar belki seçenekler çok daha sınırlıydı. Şimdi ise daha fazla seçenek ile annelerin işi gittikçe zorlaşıyor. Kaldı ki sadece bayram günlerinde değil, her market alışverişinde ya da çocuk etkinliklerinde ve hatta doktor ziyaretlerinde bile çocuklarımız elleri şekerler ile dolu olarak çıkıyor.
Peki neden çocuklarımız şeker ve çikolata tadını bu kadar çok seviyor? Amerika Cornell Üniversitesi bünyesinde yapılan bir araştırmaya göre birkaç neden var;
- Çocuklar ile yetişkinler aynı miktarda tat tomurcuklarına sahip ancak çocukların dilleri, yetişkinlerin dillerinden ebat olarak daha küçük olduğu için, dar bir alanda daha fazla tat tomurcukları yer almış oluyor. Bu da tükettikleri gıdaların lezzetini bize oranla daha yoğun olarak algılamalarına neden oluyor (neden şekeri çok seviyorlar ya da neden bazı yiyecekleri ilk denemden itibaren sevmiyorlar sorusuna ana cevap bu).
- Aile büyüklerinin yanlarında tatlı ve çikolata lezzeti ile ilgili olarak yaptıkları konuşmalardan etkileniyorlar. Tatlıya hayır diyemeyen ve bunu yüksek sesle dile getiren bir annenin çocuklarının da şekerden uzak tutabilmesi çok zor bir ihtimal oluyor.
- Yasaklar ve bu yasakların aşılması isteği çok cazip gelir ve çocuklar şeker yasaklarını delebilmek için bütün gizli olduğunu düşündüğümüz çekmeceleri, dolapları karıştırmaya ve hedefine ulaşamaya bayılırlar.
Hepimiz bugün şekerin neden olduğu sağlık zararlarını biliyoruz; obezite, diyabet hastalığı, kanser, diş çürüğü, kalp ve böbrek sorunları, düşük bağışıklık ve daha pek çok sağlık hasarı endüstriyel şekerin gelişiminden sonra ortaya çıkan ya da artan problemler olarak hayatımıza girdi. İster glukoz şekeri, ister bildiğimiz beyaz şeker olsun gün içerisinde fazla tüketimi gerek çocuklarda gerek yetişkinlerde büyük hasarlara yol açıyor.
Hiç kimse çocuklarının bile bile bu kadar risk ile dolu bir yaşamı olmasına müsaade etmek istemez. Peki şekeri ve şekerli ürünleri çocuklarımızdan nasıl uzak tutacağız? Şekerli gıdaları çocuklarımızın hayatından bütünüyle çıkartabilmemiz neredeyse imkansız. Okul kantinlerinde bile şeker satışı serbest iken bu konuda alınacak önlemler yetersiz kalacaktır. Ancak gerek çocuğunuzla sürekli konuşarak ve gerek geliştireceğiniz bazı davranışlar ile en azından tüketim miktarını azaltabilir ya da kontrol edebilirsiniz.
Ailelere şeker tüketimini azaltma konusunda birkaç küçük öneri:
- Örnek Anne-Baba olun ve çocuklarınızın yanında şekerli gıdalar tüketmeyin. Hep diyoruz, çocuklar sözlerden ziyade davranışlar ile öğrenirler. Şekerli gıda tüketmeyen ve hatta zararları hakkında kendi aralarında sohbet eden ebeveynleri olan çocukların şeker tüketme ihtimali de göreceli olarak azalacaktır.
- Almayın, aldığınızda saklayın. Almamak belki çok radikal bir yaklaşım gibi gelecektir kulağınıza. Ancak aldığınız her bir şekerin, çocuklarınızda sebep olacağı sağlık sorunlarını hatırlarsanız almamak konusunda direnciniz artabilir. Bazen hayır diyemeyeceğiniz anlar da olacaktır. Ama çocukların hafızası kısa sürelidir ve “gözden uzak, akıldan da uzak” yaklaşımı ile bir süre sonra unutabileceklerdir. O nedenle gerçekten ulaşamayacakları yerlere saklamanız güzel bir çözüm olacaktır.
- Gelenekleri ara sıra değiştirin. Bayramlarda ya da çocuk doğum günlerinde dağıtılan şekerlerin tüketimini engellemek çok zordur. Ancak şeker ikramını azaltıp, belki de renkli boya kalemleri, kitaplar ya da ufak oyuncaklar dağıtmak daha sağlıklı olacaktır.
- Çocuklar şekerli gıdalara alıştıkları gibi, dillerindeki tat tomurcukları sayesinde düşük şekerli ya da şekersiz gıdalara da alışabilirler. Kendilerine şekeri düşük bitter çikolata ya da şeker oranı azaltılmış tatlılara yönlendirmeniz bir süre sonra yoğun şeker tadından uzaklaşmasını sağlayabilir.
- Alternatifler bulun. Üzeri ev yapımı az şekerli kremalarla ya da bitter çikolata ile kaplanmış meyveler, kurutulmuş meyveler, ev de ya da güvendiğiniz yerlerde yapılmış meyveli frozenlar çocukların sevdiği tatlı lezzetini karşılayabilir.
- Kontrollü tüketimine izin verin. Bütünüyle yasaklamak, engellemek asla çözüm olmayacaktır. Ancak sizin kontrolünüzde güne birkaç tane tüketmesi ve bunu günlük şeker tüketim miktarı içerisinde tutmanız zarar vermeyecektir. Psikolojik zarara neden olmadan, kontrollü ve limitli tüketim onları da mutlu edecektir.
- Diş çürükleri nedeni ile diş doktoru koltuğuna oturmak ya da fazla tüketilen şekerlerden kaynaklı karın ağrısı ile doktora gitmek fikri çocukların hoşuna gitmez. Doktorlardan korkmalarına neden olmadan, hastalanmaya neden olacak davranışlardan uzak durmaları gerektiğini çocuklarınıza ara sıra anlatmak faydalı olacaktır.
Elbette uygulamalar söylendiği kadar kolay olmuyor. Ancak bir sıfırdan büyüktür mantığı ile, çocuklarımızın sağlıklı gelişimi ve büyümesi için elimizden geleni yapmak o kadar da zor değil.
Sağlıklı ve mutlu bir bayram dileriz.